muvafakat vermek

Kullanım örnekleri

muvafakat vermek
give consent
icon arrow

give

Phonetic: "/ɡɪv/"

Part Of Speech: noun


Definition: The amount of bending that something undergoes when a force is applied to it; a tendency to yield under pressure; resilence.

Example: There is no give in his dogmatic religious beliefs.

icon arrow

give

Phonetic: "/ɡɪv/"

Part Of Speech: verb


Definition: (ditransitive) To move, shift, provide something abstract or concrete to someone or something or somewhere.


Definition: (ditransitive) To estimate or predict (a duration or probability) for (something).

Example: I give it a 95% chance of success.


Definition: To yield slightly when a force is applied.


Definition: To collapse under pressure or force.

Example: One pillar gave, then more, and suddenly the whole floor pancaked onto the floor below.


Definition: To provide, as, a service or a broadcast.

Example: They're giving my favorite show!


Definition: To lead (onto or into).

Example: The master bedroom gives onto a spacious balcony.


Definition: To provide a view of.

Example: His window gave the park.


Definition: To exhibit as a product or result; to produce; to yield.

Example: The number of men, divided by the number of ships, gives four hundred to each ship.


Definition: To cause; to make; used with the infinitive.


Definition: To cause (someone) to have; produce in (someone); effectuate.


Definition: To allow or admit by way of supposition; to concede.

Example: He can be bad-tempered, I'll give you that, but he's a hard worker.


Definition: To attribute; to assign; to adjudge.


Definition: To communicate or announce (advice, tidings, etc.); to pronounce or utter (an opinion, a judgment, a shout, etc.).

Example: The umpire finally gave his decision: the ball was out.


Definition: To grant power or permission to; to allow.


Definition: To devote or apply (oneself).

Example: That boy is given to fits of bad temper.


Definition: To become soft or moist.


Definition: To shed tears; to weep.


Definition: To have a misgiving.


Definition: To be going on, to be occurring

Example: What gives?

icon arrow

consent

Phonetic: "/kənˈsɛnt/"

Part Of Speech: noun


Definition: Voluntary agreement or permission.


Definition: Unity or agreement of opinion, sentiment, or inclination.


Definition: Advice; counsel.

icon arrow

consent

Phonetic: "/kənˈsɛnt/"

Part Of Speech: verb


Definition: To express willingness, to give permission.

Example: After reflecting a little bit, I've consented.


Definition: To cause to sign a consent form.


Definition: To grant; to allow; to assent to.


Definition: To agree in opinion or sentiment; to be of the same mind; to accord; to concur.

En İyi Tur-Eng Çevirmen

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.